through and through

  1. (a) baştan başa, tüm olarak, tamamıyla, tamamen.
    wet through and through: sırsıklam, tepeden tırnağa
    kadar ıslanmış. (b) her bakımdan.
    an aristocrat through and through.
birini gözleriyle süzmek Fiil
yiyecekmiş gibi bakmak Fiil
herşeyi/her türlü tehlikeyi göze almak, her mihnete/meşakkate katlanmak, kendini ateşe atmak.
biri için her şeyi göze almak Fiil
zulüm altında ve sürgünde yaşamak Fiil
iyi günde kötü günde birinin yanında olmak Fiil
iyi günde kötü günde birine destek olmak Fiil
yağmur çamur demeyerek
azimle, metanetle, sebatla, yılmadan, her güçlüğe göğüs gererek.
stick to someone through thick and
thin: birisine her zaman (hem iyi hem kötü günlerinde) sadık kalmak.